19 Mayıs 2010 Çarşamba

Bir bilmecem var çocuklar !

Gittiğim yerin bahçesi panayır yeri gibiydi. Arabayla park yerine girdiğimde bir an korktum yer bulamayacağım diye. İzmir’de park yeri büyük sorun çünkü. Saatlerce dönüp dolaşabilir ve sırf bu yüzden litrelerce benzin harcayabilirsiniz gereksiz. Neyse ki çok uzamadı bu park işi.

Binadan içeri girdiğimde kesif bir koku çarptı yüzüme. Hiçbir yerinde tabelasını görmediğim bir masayı danışma olarak adlandırıp yanaştım. Masanın ardında oturan çalışanların önünde kümelenmiş insanların arasından yavaş yavaş sızarak kendime muhatap alabileceğim bir çift göze rastladım; her ne kadar o gözler yanımdaki diğer kişi ile ilgilense bile. Müthiş yetenek farklı sorulara aynı anda cevap verebilmek !

Gitmek istediğim noktayı öğrenip o masanın başından ayrıldım ve labirentin içine daldım. İlerlerken yolda yönümü kaybettiğimden koridorda yürüyen yaka kartlı birini görünce sordum tekrar. Ben yanlış yerdeydim. Bodrum katına inmem gerekiyordu. Peki dedim ve sözünü dinledim.

Bu arada bina çalışanları öğle tatilinde olduğundan yerlerinde yeller esme durumu hakimdi. Dolayısıyla benim gitmek istediğim yerin kapısı olduğunu düşündüğüm noktada beklemeye başladım. İçimdeki ben hiç rahat değildi. Sürekli “yanlış yer ! yanlış yer !” diye beni dürtüyordu. Kartla giriş yapılan kapıdan birileri girip çıkarken, yakaldım birini ve hemen sordum. İç sesim haklıydı !

Meğer burada değil 2 kat yukarıda olmam gerekiyormuş. Hadi yine labirentin içine… Sora sora Bağdat’a varılır misali neyse ki hedef noktama ulaştım. “Ben geldim” kaydı yaptırdım. Elime bir kaç yazıcıdan çıkma kağıt tutuşturdular ve vezneye gitmemi söylediler.

-“Pekii, vezne nerde?”

-“Bir kat aşağıda”

-“…….”

Bu sessizliğe bakmayın içimdeki ses bağrınmanın ötesinde çığırıyor artık. Hedef noktanın veznesi neden aynı katta olmaz? Neden bu insanlar sürekli bir aşağı bir yukarı gider gelir? Aslında iyi kilo verilir burada valla…İn çık…in çık…

Bu arada modern dünyanın modern insanı klasik “ vezne” kelimesinden sıkılmış olacak “Ücret Ödeme Birimi” şeklinde değiştirmiş ismini. Haliyle afalladım. Birkaç dakika düşünmek zorunda ve hatta emin olamayıp birilerine sormak ihtiyacı hissettim.

Nefes nefese vardığım ücret ödeme noktasındaki adam da sanıyorsam öğle tatilindeydi “mırmımrımrımrımr…saat 2” dedi. Benden önce ödeme yapan kişi alışkın olsa gerek adamın dediğini hemen anlamış ve bana tercüme etmişti bile. Benim yapacağım ödemeler meğer saat 2 den sonra başlıyormuş. Şimdi git sonra gel...

Tabii yine gittik…yine indik…yine çıktık…

Sonuç; 3 saatimiz bu binada geçti. İşimizi hallettik şükür ama bir daha gideceğiz birkaç gün sonra. İlk sefer ki gibi olmayacağı kesin. Bir kere tecrübe ettik. Bundan sonrakiler çok daha kolay olacaktır !

Şimdi soruyorum burası ile ilgili bir fikri olan?

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Herhangi bir devlet dairesi olabilir.Hastane,tapu dairesi.Nil

Binnur A. Ö. dedi ki...

var :) tr'de sıradan insanın işinin düşebileceği her hangi bir yer.
aslında allah düşürmesin ama hastane.
konuyu biliyom :)

Subscribe to me on FriendFeed XING