25 Şubat 2010 Perşembe

Bir hayal kurdum...


Ne adaletsiz bir dünyada yaşıyoruz. Kiminin eli yağdan bala geçmezken, kimileri de yağı balı bulmak uğruna köpek gibi çalışmak zorunda. Ve hatta o köpekliği yaşatacak işe sahip olmak bile hayal kimisine…

Şansı insan kendi mi yaratır yoksa Allah vergisi deyip önüne altın tepsiyle mi sunulur?

Keşke dünyada kötü diye bir şey olmasaydı;

Keşke aç, açıkta kimse olmasaydı;

Keşke herkesin karnını doyurabileceği bir işi, kafasını sokabileceği sıcak bir yuvası olsaydı…

Bu temel ihtiyaçlar olsaydı da “sonrası” kişiye bağlı kalsaydı. Ama keşke “daha azı” olmasaydı…

Nerden geldi aklıma bütün bunlar? Bir öğle yemeği vakti, usulca masaya yanaşan boynu bükük bir kedi yüzünden…

Kapkara parlak tüyle kaplı bedenine bir fener gibi kondurulmuş yemyeşil gözleriyle bakan bir çift göz bu adaletsizliği bana düşündüren.

Şu ölümlü dünyada ne olurdu sanki hiç fenalık, üzüntü, sıkıntı olmasaydı…

Hepimiz aynı yolun yolcusuysak madem nedir bu hengame, bu didişme?
Düşündükçe manasızlaşıyor yaşam bir an. Ama sadece “bir an”…

Sonra… Sonrası hep aynı terane…

Hiç yorum yok:

Subscribe to me on FriendFeed XING