22 Ekim 2008 Çarşamba









İtalya’ya olan ilk bağım 17 yaşımda müstakbel eşimle tanışıklığıma dayanır. Kanlı canlı, delikanlı Türk erkekleri o dönemde tükenmiş olmalı ki, kalbimi İtalyan asıllı bir erkeğe teslim etmeyi seçmişim. Şikayetim olmadı ve yokta zaten. Burada doğup büyüdüğü için bizim delikanlılardan daha delikanlıdır hatta.

Evlilik kararı aldığımız gün onunla yapacağımız balayımızın planlarını bile hazırlamıştım. Birlikte memlekete gidip, gondol üzerinde, omuz omuza vermiş, serenat dinlerken süzülecektik Venedik kanallarında. İtalyan bir erkekle evleniyorum ya, olayı direkt İtalya’ya bağlamıştım bile.

Bütün planlarım birer hayal olarak kaldı ne yazık ki. Yıllarca gondol üzerindeki fotoğrafımızı sadece hayallerimde çektim durdum. Bu konu arkadaşlar arasında da lakırdıya sebep olmuştur çoğu zaman. İtalyan koca ile İtalya’ya gitmek nasip olmadı hiç anlayacağınız. Memleketin havasını uzaktan koklamayı sürdürdük bundan 1 ay öncesine dek. Fırsat geldi kapımızı çaldı sonunda. Ne var ki, İtalya topraklarına kocayla birlikte ayak basmak yine gerçekleşemedi. Fakat canımın yarısı ile birlikte gidiyor olmak da yetti bu defa.

Korkum sebebiyle yıllarca ertelediğim uçağa iki sakinleştirici, 3 küçük şişe şarapla binmek zorunda kalsam da bu fırsat tepilecek gibi değildi. İlk durağımız Kuzeyde göller bölgesindeydi. Lago Maggiore üzerinde 3 ufak adayı dolaştık. Ve asırlar önce oraya gelip yerleşen, hayatı başlatan ve bugün geçimlerini sadece adanın turizminden sağlayan Borromeo Ailesine, kızımı gelin etmeye karar vererek ayrıldık !

İkinci durağımız, Floransa idi. Şehrin yüzyıllar boyunca korunmuş eskiliğine, devasa kapılarına ve dahi kapıların üzerinde asılı muhteşem tokmaklarına, heykellerin ihtişamına hayran kalarak ayrıldık 3 gün sonunda.

Siena bizi bekliyordu çünkü. Toskana bölgesinin tipik şehirlerinden biriydi orası da. Yüksek duvarlarla örülmüş, eskiyi iliklerinize kadar hissettiğiniz bir şehir. Her yıl yaz aylarında at yarışlarının yapıldığı meydandı en önemli noktalarından biri. Meydanın etrafında sıralanmış kafelerde oturmuş insanların yanı sıra, orta meydanda taşların üzerine havanın bulutlu olmasına aldırmadan sere serpe yayılmıştı bir çoğu...
İtalyanlar geniş topraklara sahip… Şehirlerini de kurarlarken bu konuda cömert davranmışlar. Savaş zamanında korunmak amaçlı inşa edilmiş yüksek binaların ihtişamı her gittiğim şehirde etkiledi beni. Tek üzüldüğüm konu, onlar geçmişlerini bunca yıl korumuşlarken bizim elimizdeki değerlerin çoğuna sırt çevirmemiz oldu. Sadece iş paraya bakmıyor benim için. Evet, zengin ülkelerden biridir İtalya, ama zihniyet de elbette çok önemli. Asırlardır ayakta kalmayı başarmış binaların orijinal görünümlerini değiştirmeye izin vermemiş hükümet. Sadece içini yenileyin demiş. Yeni yerleşim alanlarını da eskilerden uzak mekânlara kurdurmuş.

Toskana vadisine gitmişken bağları ziyaret etmeden, şarap tadımı yapmadan olmazdı elbette. Toskana bölgesindeki sanat zenginliğinin yanında bir de vadinin yeşilliğine, bağların düzenine de hayran kaldık. Şarapların nasıl yapıldığını dinledik, 4 çeşit şarabı da tattık. Açıkcası artık bizim şaraplarımız da çok iyi olduğundan enteresan geldi diyemiyeceğim.

Ve son durak Roma… 6 milyon insan yaşıyormuş Roma’da. Sanırım bir o kadar da turist vardı o gün şehirde. Her sokaktan, her delikten insan fışkırıyordu. Kalabalık bir metropol Roma. Orası da sanatla iç içe. Hükümet binası, Vatikan, Colloseum, aşk çeşmesi…
Ve tabii ki, İspanyol merdivenleri. Çeşmeye para atma ve merdivenlerde oturma görevimizi gerçekleştirerek İtalya turumuzu tamamlamış olduk.

Dönüş yolunda yine ilaç ve şaraplarla gergin şekilde Türkiye’ye ve evime ulaştım nihayetinde. Bir daha ki seyahat nereye gerçekleşir düşünmek dahi istemeden hem de…
Ama yine de seyahat etmek çok güzeldi. Yeni yerler, farklı kültürler, müthiş tatlar… İtalya bu konuda sanırım başı çeken ülkelerden biri. Hayran olunası !

2 yorum:

Binnur A. Ö. dedi ki...

hoşgeldin. yazın da "hoş" geldi....

Adsız dedi ki...

Ben Temmuz ayında interrail vasıtasıyla İtalya'ya uğramıştım. Resmen aşık oldum diyebilirim. Artık planlarımı İtalya üzerine kurmaya başladım, İtalyanca kursları araştırıyorum, ve biliyorum ki gezip göremediğim daha öyle güzellikler var ki...

Subscribe to me on FriendFeed XING